30 Kasım 2013 Cumartesi
ÇOCUKLAR SEBZEYİ NEDEN SEVMEZ?
8-18 aylık çocukların önüne 2 bitki, 2 yapay bitki ve 2 başka nesne koyan bilim adamları, çocukların dikkati çekici biçimde bitkilere dokunmaktan kaçındığını gördü. Araştırmacılar, deneylerde, çocukların bitkilere dokunmak yerine, plastik ya da metal nesnelerle oynamayı tercih ettiğini belirtti.
Çocukların doğuştan, zarar vermesini ya da zehirlemesini önlemek için çiçek ya da bitkilerden kaçınmaya programlı olduğuna inanan bilim adamları, bu kaçınma davranışının çocukları tehlikeden koruduğunu vurguladı.
Bilim adamları, bunun, çocukların bitkilerden korktuğu anlamına gelmediğine de dikkati çekti.
Benzer duruma hayvanlarda da rastlandığını belirten bilim adamları ancak isteksizliğin, "tehlikenin olmadığı anlaşıldıktan sonra" sona erdiğini ifade etti.
29 Kasım 2013 Cuma
ÇOCUKLARLA PARA DENGESİNİ KURMAK ÖNEMLİ
Üç-dört yaşlarından itibaren çocuklara paranın ne olduğu ve ne işe yaradığı öğretilmeli
Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Uzman Psikologu Aynur Sayım, “Üç-dört yaşından itibaren çocuğa paranın ne olduğu, ne işe yaradığı anlatılmalı ve sonraki yaşlarda da paranın miktarı yavaş yavaş öğretilmelidir” diyor. İlkokul birinci sınıftan itibaren para alışverişi sırasındaki ilişkiyi yaşaması ve öğrenmesi açısından, önce günlük harçlıklarla başlayıp sonra iki günlük, üç günlük ve haftalık harçlık vererek elindeki parayı zamana yaymayı öğretmek gerektiğine vurgu yapan Sayım, “Aileyle birlikte çıkılan alışverişlerde çocuğa da sorumluluk vermek suretiyle elindeki parayı hesaplaması öğretilebilir” dedi. Ailelerin bu konuda kendi beklentisini oluşturması gerektiğini, çocuğun ihtiyacı olduğu miktarı belirlemelerini ve bu miktarın ne çok fazlasının ne de azının verilmesini dile getiren Sayım çocuğa ihtiyacından az harçlık vermek bazı davranış sorunlarına yol açabileceği gibi fazla harçlık da dürtülerini bekletmeyi, ertelemeyi öğrenememesine neden olabileceğini belirtti.
Çocuklara verilen harçlık kendilerine olan güveni arttırıyor
Verilen harçlığın, çocuğun kendine olan güvenini artıracağına, sorumluluk almayı öğrenmesine yardımcı olacağına, hesap yapma becerisini geliştirip elindeki parayı idare etme yeteneğini geliştireceğine, ihtiyaç belirlemesi ve planlama konusundaki önemine dikkat çeken Sayım, çocuğun başkalarının emeğine saygı göstermeyi öğreneceğini de vurguladı. “Çocuklar para biriktirmeye özendirilmelidir” diyen Sayım kumbara almanın para biriktirip hedef belirleme konusunda çocuğa yol göstereceğini belirtti.
Sürekli, “Param yok” şeklindeki söylemlerde bulunmayın
Anne ve babanın parayla ilgili tutumlarının ve yaklaşımlarının çocuğa model olacağı yönünde aileleri uyaran Sayım, çocuğun bir şey istemesi durumunda “Param yok” şeklindeki söylemler yerine “Şu an uygun değil. Paramızı diğer ihtiyaçlarımız için kullanacağız” gibi cevaplar vermeleri gerektiğini söyledi. Sayım, “Sürekli ‘Param yok’ diyen ailelerinin çocukları hem parayı doğru kullanmayı öğrenemiyor, hem de maddi durumlarıyla ilgili endişe yaşamaya başlıyor” dedi. “Çocuğu ödüllendirmek ya da cezalandırmak için para kullanılmamalıdır” diyen Sayım, “Ödüller övgü, hediye ya da zaman paylaşımı gibi cezalar da mahrum etme şeklinde düzenlenmelidir” diye açıklıyor.
27 Kasım 2013 Çarşamba
ÇOCUĞUNUZA "HAYIR" DEMEKTEN KORKMAYIN
Hayır kavramını bilmeyen çocuklar birtakım isteklerinin yerine getirilmesi için çeşitli yaptırımlara başvurabilir, ağlayarak ya da öfke nöbetleri geçirerek ebeveynlerini etkilemeye çalışırlar. Ancak hayır kavramını öğrenen çocuklar ısrarcı davranışlardan kaçınarak, isteklerinin yerine getirilmesi için aileleriyle daha sağlıklı iletişim kurarlar.
Peki, anne babalara bu konuda ne gibi görevler düşüyor? Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Anne babalar neden çocuklarına hayır diyemiyor?
Çalışan anne ve babalar, çocuklarıyla az zaman geçirebildikleri için, çoğunlukla suçluluk duygusu yaşıyor. Bu durumun, hayır deme konusunda sıkıntılara yol açabileceğini belirten Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade ediyor: “Çocuklarına iş ve benzeri nedenlerle kısıtlı zaman ayırmak zorunda kalan ebeveynler, çocuklarını mutlu etmek ve bu suçluluk duygusunu görmezden gelebilmek için, çocuklarına hayır diyememektedir. Hayır dedikleri zaman çocuklarının üzüldüğünü gören ebeveynler, yaptıklarının yanlış olduğunu düşünüp evet deme eylemine yönelmektedir. Bu durumda anne ve babalar söz konusu tutarsızlıkla istemeden de olsa çocuklarına da yanlış örnek olmaktadır.”
Çocuğun gelişimi için, hayır demek önemli
Gerektiği zamanlarda hayır diyebilmek çocuğun kişiliğinin gelişip şekillenmesine, sorumluluk sahibi olmasına, özgür ve yetenekli bir birey olmasına yardımcı oluyor. Çocuğun her istediğinin yapılmasıyla kazandığı anlık mutluluklar, ileride mutsuz bir birey olmasına neden olabiliyor. Anne ve babanın getirdiği sınırlar ve bu anlamda hayır denilmesi, çocuğu üzmekten çok ona güven veriyor. Tutarlı bir şekilde, anne babaların çocuklarına gerektiğinde hayır diyebilmeleri çocukta güven duygusu uyandırıyor ve bazı şeylerin gerçekleşemeyeceğini anlamalarını sağlayarak, olgunlaşmalarına destek oluyor.
Çocuğunuzu kırmadan ona hayır demeyi öğretin
Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, anne babaların çocuklarına hayır demeyi öğretmek için yapmaları gerekenleri şu şekilde sıralıyor:
* Çocuğa hayır kelimesi net, kendinden emin ve kararlı bir şekilde söylenmeli, böylece çocuğun ciddi olunduğunun farkına varması sağlanmalıdır.
* Belli bir durum için hayır denildiği zaman bundan vazgeçilmemeli, verilen kararda net olunmalıdır. Çocukla bu konuda gereksiz bir tartışmaya girilmemelidir.
* Hayır diyen anne ve babanın ses tonu kızgın ya da yalvarır şekilde olmamalıdır. Aksi halde, çocuk tarafından ciddiye alınmayabilir.
* Göz temasına önem verilmeli ve çocuğun anlayabileceği cümleler kurulmalıdır.
* Hayırı çocuğa kabul ettirirken ödüllendirme yöntemi tercih edilmeli, anne baba bu durumdan olan memnuniyetini belli etmelidir. Böylece çocuk bunu görecek, kendini iyi hissedecek ve olumlu davranışları sürdürmeye devam edecektir.
KAHVALTI VE OKUL BAŞARISI
Çocukların sağlıklı beslenmesi için süt ve süt ürünlerinin tüketiminin çocukların kemik ve diş gelişimi için önemli olduğuna dikkat çeken Yörsan Gıda Mühendislerinden Nilüfer Hakarayan günde iki - üç su bardağı kadar süt veya yoğurt, bir kibrit kutusu kadar beyaz peynir tüketilmesine özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Özellikle ilkokul ve ortaöğretim öğrencileri için en önemli öğün: Kahvaltıİnsan vücudu bütün gece süren açlıktan sonra vücudun ve beynin güne başlamak için enerjiye gereksinim duyar. Çocukların her sabah düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalarına özen gösterilmelidir. Zira çocukluk döneminde kahvaltı yapma alışkanlığı edinmiş bir çocuk, öğrencilik hayatı boyunca bu alışkanlığını devam ettirme eğiliminde olacağından gelecekte sağlıklı bir yetişkin olarak hayatını devam ettirecektir.
Öğrencinin güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltıyla başlamasının okul başarısının artmasına yardımcı olduğunu belirten Yörsan Gıda Mühendislerinden Nilüfer Hakarayan ,sabah kahvaltısının son derece önemli olduğunu kahvaltı yapılmadığı zaman genellikle zihin performansında azalma , dikkat dağınıklığı, yorgunluk ve baş ağrısı meydana gelebileceğini belirtti.
Yapılan araştırmalarda kahvaltı yapan öğrencilerin;
* Sınıf içerisindeki başarısının daha fazla olduğu,
* Kavrama yeteneklerinin daha iyi olduğu,
* Problem çözme gibi konularda daha başarılı olduğu,
* Beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalandıkları,
* Kilo kontrolünü daha iyi sağlayabildikleri gözlemlenmiştir.
Peki kahvaltıda ne yenmeli?
Kahvaltıda süt, peynir gibi ürünlere ek olarak, çavdar veya tam tahıllı ekmekleri, kahvaltılık gevrekleri, sebze ve meyveleri içeren, protein kaynağı olarak yumurta, zeytin, ceviz, badem, fındık, doğal reçellerle veya pekmez gibi sağlıklı besinlerle zenginleştirilmiş bir menü tüketilmesi önerilir.
ARA KARNELERİ ALDIK, MİNİ TATİL YAPIYORUZ
Birkaç günlük tatillerde mutlaka öğrencinin evde tekrar yapması gerekiyor.
Bu tatil neredeyse tüm öğrencilerimizin belli bir oranda hasta olduğu bu geçiş mevsimde iyileşmeleri için güzel bir fırsat olarak da görülebilir. Bu açıdan enerjilerini toplamaları, pazartesi günü hazır ve dinlenmiş olarak gelebilmeleri için tatilde gerekli özeni gösterelim. Dışarıda üşümemeleri için önlem alalım.
Güzel Yazı Defterlerimiz: Birkaç öğrencinin defteri dışında genelde defterlerimiz düzenli ve istediğimiz düzene doğru ilerliyor.
Matematik Defterlerimiz: Birinci sınıfın birinci döneminde rakamları, iki basamaklı sayıları ve iki basamaklı saymaları öğrendiğimiz bu aşamada defterler genel anlamda istediğimiz düzende değil, ve bir süre de olamayacak. İkinci dönemin başında matematiğin hazırlık aşamasını atlatmış, yeni defter düzenini kurmuş olacağız.
22 Kasım 2013 Cuma
1-D SINIFI DEĞERLENDİRME ve DUYURU(toplantı yerine)
22 Kasım 2013
Sayın Veliler
Birinci sınıf ev ve okul çalışmalarını birlikte yürütmek zorunda olduğumuz bir süreç. Çocuklarımızın etkin öğrenmeleri için sık tekrar yapmaları önemli. Unutmayalım ki “sık tekrar öğrenmeyi pekiştirir !”.
Okulda ne kadar iyi öğrenirlerse öğrensinler evde okuma yapılmadığı zaman okuldaki öğrenmeler de etkisini kaybeder. Bu uyarım özellikle hafta sonları ve tatil günleri için.
Evde okuma yapma gerekliği etüde kalan öğrenciler için de geçerli. Yazmaya dayalı ödevlerini okulda yapıyorlar ama evde de en az bir kere okuma tekrarı yapmaları gerekli.
Geride kalan neredeyse 3 aylık sürecimizde davranış ve eğitim anlamında çok olumlu bir süreç yaşadığımızı düşünüyorum. Çocuklarımızı en iyi şekilde okulla ve kurallarla tanıştırıp kaynaşmalarını sağladık.
Çok başarılı bir alışma dönemi geçirdik. Artık hepsi okulun, eğitimin ve öğretmenin ne anlama geldiğini biliyorlar. Bu aşamayı onları sıkmadan ve bunaltmadan en önemlisi okuldan soğutmadan yaşamaya özen gösterdik. Önümüzdeki süreçte ilk okuma yazmaya daha da fazla ağırlık vereceğiz. Bu da evde biraz daha fazla okuma yapmaları anlamına geliyor. İlk okuma yazma eğitimi için önümüzde etkin değerlendirilmesi gereken 2 aydan daha kısa bir süremiz var.Eğitim öğretim hayatlarının en önemli 2 ayı diyebileceğimiz bir süreç bu. Bu süreci iyi değerlendiren öğrenciler 2. dönemde çok rahat edecekler. Bu süreci iyi değerlendiremeyen öğrenciler ise hem 2. dönemde hem de 2. sınıfta aynı tekrarları yaparak daha çok sıkılıp yorulacaklar ve diğer derslere yoğunlaşmaları gereken günlerde ilk okuma yazma ile uğraşmak zorunda kalacaklar.
Sizlerden en önemli isteğim akşamları, en azından 1 saat verdiğim ödevleri onlara okutmanız. Ayrıca araya girecek resmi tatilleri 28-29 Kasımda Okullar tatil- Yeni yıl tatili) ve hastalık nedeniyle olabilecek devamsız günleri kesinlikle boş geçirmemeleri gerekli. Çocuklarımızın taze bellekleri öğrenmeye olduğu kadar unutmaya da çok yatkın. Kolay öğrenip kolay unutuyorlar. Dönem olarak da öğrencilerimiz somut öğrenme döneminde oldukları için, okumalarına somut örnekler vererek eğlenceli hale getirmeye çalışmanız sıkılmamaları açısından faydalı olacaktır.
Bir de toplantıda belirtmiştim; “Veli İletişim Defterlerini” ihtiyaç oldukça kullanalım.
Her öğrenci çantasında bir adet veli iletişim defteri bulundurmalı. Bu deftere öğrencilerle ya da derslerle ilgili öğretmene iletmek istediğiniz durumları ya da sormak istediğiniz soruları yazarak anında cevap alabileceksiniz. Ya da öğretmen öğrenci ile ilgili iletmek istediği durumu size anında yazabilecek. Deftere yeni bir şey yazdığınızda bunu çocuğumuza söyleyerek defteri öğretmeninin masasına bırakması gerektiğini bildireceğiz. Öğretmenleri defteri okuyup gerekli cevabı size en iyi şekilde yazacak. Böylece öğrencinin durumunu takip etmek için okula gelip teneffüsü beklemek zorunda kalmayacaksınız. Yıllardır kullandığımız iletişim defteri yöntemi veli-öğretmen arasında en etkin iletişim biçimlerinden biridir.
Hepinize saygılar sunuyorum
20 Kasım 2013 Çarşamba
BUGÜN ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ
Madde 1: Ben çocuğum. On sekiz yaşına kadar bir çocuk olarak vazgeçilmez haklara sahibim.
Madde 2: Bu sözleşmedeki haklar bütün çocuklar içindir. Doğduğumuz yer konuştuğumuz dil de fark etmez.
Büyüklerimizin inançlarının görüşlerinin farklı olması yüzünden çocuklara ayrım yapılmaz. Bu haklara sahip
olmak için çocuk olmak yeterlidir.
Madde 3: Büyükler çocuklarla ilgili bütün yasalarda bütün girişimlerde önce çocukların yararlarını düşünürler.
Büyüklerimiz bu ödevlerini yapamıyorsa devlet çocuklara bakar ve korur.
Madde 4: Haklarımızın uygulanması için gereken her türlü çaba gösterilir. Haklarımdan yararlanmam bütün
devletlerin güvencesi altındadır.
Madde 5: Bizi büyüten yol gösteren büyüklere bizi daha iyi yetiştirsinler diye yardım edilir.
Madde 6: Çocukların yaşamını korumak herkesin ilk görevidir. Yaşamak her çocuğun en temel hakkıdır.
Madde 7: Her çocuğa doğduğunda bir isim konur. Devlet bu ismi kaydeder. Çocuğa kimlik verir. Artık çocuk o
devletin vatandaşı olur.
Madde 8: Konan ismim kazandığım vatandaşlık hakkım ve aile bağlarım korunur. Bunları değiştirmek için
baskı uygulanmaz. Bunlar benden alınırsa bütün devletler ona karşı çıkar.
Madde 9: Çocuğu ailesinden kimse koparıp alamaz. Ama bazen de anne baba çocuğa bakamaz durumda olabilir.
Çocuk bu durumdan zarar görebilir. Çocuk zarar görmesin diye çocuğa başka bir bakım sağlanır. Bu bakım
sırasında çocuk anne babasıyla düzenli görüşebilir.
Madde 10: Ayrı ülkelerde yaşayan anne baba ve çocukların birlikte yaşamaları için her türlü kolaylık gösterilir.
Madde 11: Çocuklar anne babalarının birlikte izni ve haberi olmadan başka ülkelere götürülmezler oralarda
bırakılmazlar. Bunu yapanlara karşı mücadele edilir.
Madde 12: Beni ilgilendiren konularda benim de görüşlerim alınır. Büyükler beni dinlerler. Düşüncemi
öğrenmeye özen gösterirler. Çok küçüksem bir büyük de benim adıma konuşabilir.
Madde 13: İsteklerimi ve düşüncelerimi seçtiğim bir yolla açıklayabilirim resmini çizebilirim ya da yazabilirim.
Ama bazı konularda başka kişiler ve toplum zarar görecekse o konudaki kurallara da uymam gerekir.
Madde 14: Biz çocukların düşüncelerini geliştirmeleri hakkına saygı gösterilir. Bu konuda bizi yetiştirmekle
yükümlü olan büyüklerimizin de bize yol gösterme hakları ve görevleri vardır. Onlara da saygı gösterilir.
Madde 15: Arkadaşlarımla barış içinde toplanabilirim. Dernekler kurabilirim. Kurulu derneklere üye olabilirim.
Madde 16: Çocuklar onurlu ve saygın birer insandır. Hiç kimse onların onurlarını kıramaz onları küçük
düşüremez yaşadığı konut ve kurumdaki özel yaşantısına karışamaz. Bu haklarımız yasalarla korunur.
Madde 17: Kitle iletişim araçları önemlidir her türlü iletişim aracını kullanarak kendim için bilgi alabilirim.
Madde 18: Yetiştirilmemizden en başta anne babamız ya da onların görevini üstlenmiş büyüklerimiz
sorumludur. Onların bu görevlerini en iyi biçimde yapabilmeleri için her türlü kolaylık sağlanır gerekiyorsa
Madde 19: Yetişmemizden sorumlu olanlar bu haklarını çocuklara zarar verecek şekilde kullanmazlar.
Çocukların bu tür zararlara uğramaması için her türlü önlemi almak devletin görevidir.
Madde 20: Çocuklar ailelerinden yoksun kalabilirler. Bazı aile ortamları ise çocuklar için yararlı olmayabilir.
İşte o zaman çocukların devletten özel koruma ve yardım alma hakları vardır. Devlet bu görevini çocuk için
uygun aile bularak ya da onlara bakacak kuruluşlara yerleştirerek yapar.
Madde 21: Anne babasıyla olamayacak çocukların aile yoksunluğu çekmemesi için onlara iyi aileler bulunur.
Bunun için çok dikkatli bir araştırma yapılır.
Madde 22: Çocuklar başka ülkeye gitmek zorunda kalırlarsa o ülke de çocukları korur. Birbirinden ayrı kalan
anne ve baba birleştirilmeye çalışılır.
Madde 23: Özürlü çocuklar özel olarak korunurlar. Kendilerine yeten saygın birer insan olmaları sağlanır.
Devlet onların bakımları eğitimleri ve iş sahibi olmaları için gerekli kurumları oluşturur. Ailelerine her türlü
Madde 24: Sağlığım ve hastalıklardan korunmam devletin ve toplumun güvencesi altındadır. Bunun için
beslenmeme aşılarımın yapılmasına çevrenin temizliğine dikkat edilir. Hastalanırsam tedavi edilirim.
Madde 25: Kreşler, çocuk yuvaları, yurtlar, okullar, çocuk hastaneleri çocukların haklarına uygun olarak
çocuklara daha iyi bakmak için yeniden düzenlenirler.
Madde 26: Bütün çocukların sağlıkları eğitim hakları beslenme ve bakımları güvence altına alınır.
Madde 27: Bana bakmakla yükümlü olanlara bana daha iyi bir yaşam sağlamaları için gerekirse giyim barınma
ve beslenme konularında yardım edilir destek olunur.
Madde 28: Eğitimimi eksiksiz yapabilmem için desteklenir ve korunurum. İlköğretim her çocuk için zorunludur.
Madde 29: Devlet benim tüm insanlar arasında dostluk ruhuyla özgür bir toplumda sorumluluk üstlenecek
şekilde yaşamamı sağlar.
Madde 30: Azınlık grubun çocuklarına da herhangi bir ayrım yapılmaz devlet azınlık gruplardan gelen
çocukların haklarını da korur.
Madde 31: Boş zamanlarımı değerlendirmem oynamam eğlenmem için çocuk bahçeleri çocuk kulüpleri
kitaplıklar spor okulları açılır. Her çocuk böyle faaliyetlere özendirilir. Bunlardan yararlanmak hepimizin
Madde 32: Ben çocuğum. Büyükler gibi bir işte çalışamam. Ben okula gider ve oynarım. Eğer çalışmak
zorunda kalırsam yapacağım iş eğitimime engel olmamalı sağlığımı bozmamalı bende zararlı alışkanlıklar
Madde 33: Çocuklar zararlı maddelere karşı korunurlar. Bunları üretenler ve çocuklara verenlere
cezalandırılırlar.
Madde 34: Bedenim bana aittir. Beni bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilmez.
Madde 35: Çocukları kaçırıp kötü kişilere satan onları uygunsuz şekilde çalıştırmak isteyenlerle tüm devletler
mücadele ederler. Çocukları korurlar.
Madde 36: Büyükler kendi çıkarları için çocukları kullanamazlar.
Madde 37: Hiçbir çocuk insanlık dışı yöntemlerle ya da aşağılanarak cezalandırılamaz. Çocuklar suç işlemişse
uygulanacak cezalar yaşına uygun gelişmelerini engellemeyecek şekilde ve eğitsel olmalıdır.
Madde 38: İnsanların birbirlerini öldürmesi kötüdür. Savaş insanların birbirlerini öldürmesidir. Çocuklar
savaştan korunmalıdır. On beş yaşından küçük hiçbir çocuk askere alınmaz.
Madde 39: Eğer çocuklar çeşitli nedenlerle zarar görmüşlerse bedensel ve ruhsal sağlıklarına yeniden
kavuşmaları için tüm önlemler alınır. Yeniden topluma kazandırılırlar.
Madde 40: Çocuklar suçun ne olduğunu bilmezler. Bilerek ve isteyerek kimseye zarar vermezler. Suç işleyen
çocukların yeniden topluma kazandırılması için özel yasalar çıkarılır özel kuruluşlar oluşturulur.
Madde 41: Eğer bir ülkenin yasaları bu çocuk hakları sözleşmesine uygunsa değiştirilmez. Değilse değiştirilir.
Madde 42: Çocukların haklarına ilişkin tüm bu ilkeleri hem çocuklar hem de büyükler öğrenmeli ve
*UNICEF kaynaklarından Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kısaltılarak alınan ve çocukların diliyle ifade edilen özetidir.
18 Kasım 2013 Pazartesi
28 KASIM PERŞEMBE VE 29 KASIM CUMA OKULLAR TATİL
Bu tarihlerde sadece 8. sınıf öğrencileri ortak sınavlara girecekler. Diğer sınıflar için okullar tatil olacak.
Bu yıl tatil yapmaya alışan öğrenciler için 4 günlük bir tatil imkânı daha doğmuş oldu.
T SESİ İLE BİRLİKTE BİRİNCİ GURUP SESLERİ TAMALADIK
13 Kasım 2013 Çarşamba
ETÜD VE SABIR
Etüde katılan öğrencilerimiz bugün 3. kere ev görevlerini okulda yaptılar.
Etütte ev görevlerini eksiksiz olarak yapabilmek belli bir süreç gerektirir. Henüz 3. gününü bugün tamamlayan öğrencilerimizin kimi eksikleri var. Yeterince güzel yazmayıp işi bitirmek için kolaya kaçabiliyorlar.
Şimdilik bazı hatalarını görmezden geleceğiz. Yavaş yavaş alışacaklar. Dün web sayfamızdan paylaştığım yazıda 20 gün 1 ay gibi bir alışma sürecine ihtiyaçları olduğunu söylemiştim.
Bu süreç boyunca kendi sorumluluklarını kendileri yerine getirmeyi öğrenecekler.
Özetle şu anki süreç öğretmen olarak benim kontrolümde ve bilinçli bir süreç. Önemli olan o gün verilmiş tüm görevi okulda bitirme sorumluluğunu kazanmak. Kolay kaçsalar da, satırın bir kısmını boş bıraksalar da kendi başlarına yapabildiklerine önce kendileri inanacak. İkinci deftere geçerken kriterlerimiz ve beklentilerimizi yükselteceğiz. Ama bu hafta bazı hatalarını ya da kolay kaçma girişimlerini hoş görmemiz gerekiyor.
Korkumuz öğrenciyi ömür boyu ekstra çalışma saatinden soğutacak tempo ile onları korkutmak. Bu açıdan etüde geçişi ne kadar yumuşak sağlarsak ileride ekstra çalışmadan alacağımız fayda ve keyif o kadar fazla olur.
Eğitim sabır ve süreklilik işidir.
ÖĞRENME HAYATININ BAŞINDAKİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM
Çocukların dünyayı nasıl gördükleri oldukça önemli. Buna bakarak neler yapmamız gerektiğini anlayabiliriz. Çocuklar gelişimleri boyunca istikrarlı inançlara sahip olabiliyor. Burada çevreyi nasıl gördükleri, nasıl anladıkları ve algıladıklarını bilmemiz gerek. Örneğin, çocuğa bir şey öğretiyorsak cevabını vermeyerek yapmalıyız. İçinde doğru yanıtların olduğu alternatifler sunmalıyız. Doğru cevaba kendisi araştırarak, keşfederek ulaşmalı.
Örneğin bir öğrenciye sayıları öğretiyorsanız bir, iki, üç, diye saymak yerine birçok aktivite yapılmalı. Tarih çizelgesi üzerinden ya da neden birden sonra iki geldiği saatlerle, oyunlarla öğretilmeli. Ezberleterek öğrenme modeli yerine kavramın ne olduğunu anlatmaya çalışmak daha doğru.
İyi bir öğretmen kendi fark etmeden seçenekler yaratandır. Bilmeden yaratıcı oyunlar, etkinlikler, bahsettiğim örneklerde olduğu gibi alternatif üreten eğitimcidir. Çocukların anlayış şekline göre ders verdiği için başarılı bir öğretmen profilidir. Aslında çocuğun halinden anlayan öğretmen iyi bir eğitimci yani iyi bir psikologdur. Türkiye’de sanırım öğretmenlerin zamanları kısıtlı olduğu için genelde müfredatın dışına çıkacak, öğrencilere ayıracak zamanları olmuyor. Ancak, gençlerin sosyal yönlerini öne çıkaracak, çocukları inceleyecek vakitleri olmalı. Bu süreçte oyunlar, küpler, sayılar gibi alternatifler verilmeli. Eğlence aracı söylemeli, uygun ortam yaratılmalı, eksik meteryal tamamlanarak öğrenme yöntemleri arttırılmalı.
Teknoloji öğrenme araçlarından sadece biri ve çok güçlü. Örneğin, öğrenciye kalemin de bir dizayndan geçtiğini, düşünülerek yapıldığını anlatmamız gerek. Teknoloji sadece mobil ve tablet zannediliyor ama göz göze bakışmak ve yaratmak da çok önemli. Bireyler yaratıcılık ile kendi ürününü, fikirlerini üretebilmeli kendilerini eleştirebilmeli. Eğitimciler ise, gelişen teknoloji ile çocuklarda oluşan “tüket ve at” düşüncesine karşı yeni bir şeyler üretmeli, üzerinde oturup düşünmeliler.
11 Kasım 2013 Pazartesi
1-D SINIFI ETÜD ÇALIŞMASINA BAŞLADI
11 Kasım Pazartesi itibariyle 1-D sınıfında Etüd çalışmalarına başladık.
Etüd çalışmasında amacımız ev görevlerini bitirmek, okulda yapılan çalışmanın tekrarını yapabilmek, öğrenciye rehberlik edebilmek ve öğrencide kaygı oluşturabilecek görev yükünü en aza indirmek.
Etüde devam eden öğrencilerin velilerinin bu duruma alışıp, öğrencilerin yeni çalışma şeklini benimsemeleri biraz zaman alacaktır. Ancak 15 gün içinde düzenin oturacağını daha farklı bir öğrenme sürecinin sonuçlarını göreceğinizi hatırlatmak isterim.
Alıştığınız şekliyle öğrencinin evde ödev yapmıyor oluşu sizde bir boşluk duygusu oluşturmasın. Çünkü öğrenci okuldaki 2 ders saatini en etkin şekilde kullanıyor ve evdeki 4 saatten daha verimli 2 ders saati geçiriyor.
12 YENİ İNGİLİZCE KARTI DAĞITTIK
Bugün 12 yeni İngilizce kartı daha dağıttık. Toplamda 36 yeni sözcüğümüz oldu. Sözcüklerin öğretilmesi ile ilgili velilerden özellikle beklediğim bir çalışma yok.
Bugün sınıfta serbest etkinlik saatinde oynadığımız kart oyununu oynayarak sözcük öğrenmelerine yardımcı olabilirsiniz. Tüm kartları ters olarak masaya yayıyoruz. Her oyuncunun bir defa kart çevirme hakkı var. Çevirdiği kartta gördüğü varlığın İngilizce karşılığını söyleyen kartı kazanır. Çevirdiği kartın adını söyleyemeyen kart çevirme hakkını karşıdakine devreder ve kartı ters olarak tekrar kapatır.
Oyun kartlar bitene kadar sürer.
Tüm kartlar bitince kartlar sayılır.
10 Kasım 2013 Pazar
75. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE ULU ÖNDER ATATÜRK ANILDI
Katılımın yüksek olduğu törende Atatürk'ün sevdiği şarkılar okul koromuzca seslendirildi.
7 Kasım 2013 Perşembe
11 KASIM PAZARTESİ ETÜD BAŞLIYOR
Sayın Veliler,
Son toplantımızda sizlerle paylaştığım gerekçeler nedeni ile prensip olacak 1-D sınıfında 1. dönem etüd açmamaya karar verdiğimi söylemiştim. Öğretmen her koşulda öğrencileri için faydalı olanı yapmak zorundadır.
Web sayfamızdan ve duyurulardan sizlerle paylaştığım yazılarda öğrencilerin sesleri öğrenmeye başlaması ile eğitim öğretimin yeni bir dönemine gireceğimizi belirtmiştim. Geçtiğimiz hafta E sesi ile bu yeni döneme girdik. Bu hafta öğrencilerimize 2. ses olan L sesini de verdik. Seslerin öğrenilmesi, yazılıp okunması, kavranması öğrenciler açısından fazladan çalışma zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.
Eylül ve Ekim aylarında öğrencileri ev görevine alıştırmak amacıyla ödev verilirken Kasım ayından itibaren ödevlerin amacı pekiştirmek ve öğrenme sürecini tamamlamak. Hemen her velimden evde ev görevlerinin yaptırılması ile ilgili aldığım şikayetler ses öğrenme döneminde adeta imdat çığlığına dönüştü. Bu hafta boyunca her gün Hayat Bilgisi dersinde sadece bu konuyu işledim. Ailelerini zorlamadan ev görevlerini tamamlamaları gerektiğini anlattım. Bunu kendileri için yapmalarının önemine değindim. Ancak velisi bulunduğum öğrenci de dahil olmak üzere istediğimiz sonucu maalesef alamadık. Toplantıda belirttiğim gibi çok farklı bir nesille karşı karşıyayız.
Prensip olarak ilk dönem etüd açmama kararı aldığımı sizlerle paylaştım. Ancak bir eğitimci ve çocuğu bu sınıfta okuyan bir veli olarak öğrencilerin ihtiyacını görmezden gelmem mümkün değil. Bu nedenle etüde kalmaya istekli öğrencilerle birlikte 11 Kasım Pazartesi gününden itibaren saat 14:30-16:10 arası 1-D sınıfında etüd çalışmasına başlayacağız.
Etüde kalacak öğrenciler 11 Kasım Pazartesi saat 16:10’da okuldan çıkacaklar.
ETÜDLERLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR:
Okulumuzda etüd 2 ders saati sürmektedir ve haftanın 4 günü devam etmektedir. Haftanın 5. günü olan Cuma günleri ise İzci Öğrenciler ile İzcilik çalışması yapacağız.
Etüde kalan öğrenciler ev görevlerini okulda tamamlarlar ve eve çanta götürmezler. Birinci sınıf için evde okuma yapmaları beklenir.
Etüde kalan öğrenciler derste tüm ev ödevlerini bitirmeleri durumunda öğretmenleri tarafından farklı ödevlerle görevlendirilir.
Etüd Ücreti; 11 Kasım 23 Ocak dönemi için toplam 86 saatlik etüd yapılacak olup toplam ücreti 165 TL’dir. 165 TL 3 eşit taksitle ödeneceğinden aylık 55 lira olarak ödenecektir.
Kasım: 55TL
Aralık: 55TL
Ocak 55TL şeklinde ödeme yapılacaktır.
Bankaya, Müdür Yardımcısı Dudu Hanıma veya Sınıf Öğretmenine ödeyebilirsiniz. Ödemeler en geç her ayın 22’sine kadar yapılır.
Etüd Ücretleri okul hesabında toplanarak ücret içersinden;
-İl milli eğitim müdürlüğü
-İlçe milli eğitim müdürlüğü
-Okul idaresi
-Öğretmenler
-Hizmetliler
için ayrı ayrı ödeme yapılmaktadır. Bu açıdan ödenmeyen ya da geç ödenen ücrete karşı sorumluluğumuz oldukça fazladır.
Etüd çıkış saati 16:10’dur. Etüd Zorunlu Değil , ancak Gerekli bir çalışmadır.
6 Kasım 2013 Çarşamba
DERSTEKİ BAŞARI İÇİN OYUN ŞART
Oyun sadece eğlence değil
Zambak Yayın Grubu İlkokul Yayın Yönetmeni Murat Olukpınar oyunun çocukların en iyi yaptığı şey ve aynı zamanda en iyi öğrenme yöntemi olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “ Çocukken okulda arkadaşlarımızla pek çok oyun oynardık. Hepsi de çok zevkliydi. O kadar zevkliydi ki bazen ders zilinin çaldığını bile duymazdık. Bu oyunlar bizi sadece eğlendirmekle kalmıyordu. Yapılan araştırmalar çocukken oynadığımız oyunların zihinsel gelişimimize önemli katkıları olduğunu söylüyor. Arkadaşlarıyla oyun oynayan çocuk; kendine güveni, iletişim kurmayı, görev dağılımı ve işbölümü yapmayı, sorumluluk ve yetki almayı öğrenir. Oyunlar, öğrencilerin beceri düzeylerini, ilgi ve motivasyonlarını yükseltir ve daha hızlı düşünmelerini sağlar.”
Hem sınıfta hem bahçede
Dersler oyunla birleştirildiğinde çocuklar katılmaya daha istekli olduklarına dikkat çeken Olukpınar, yeni kitaplarında “Sınıf İçi Oyunları” ve “Bahçe Oyunları” olarak iki ana bölüm tam 355 örneği öğretmenlerin istifadesine sunduklarını ifade ediyor. Öğretmenlerin gösterdiği ilginin bu alandaki kaynak kitap eksikliğini de ortaya koyduğunu ifade eden Murat Olukpınar TÜYAP Kitap Fuarı’nda da öğretmenlerin kitaba büyük ilgi gösterdiklerini belirtti.
Derse aktif katılım için oyun şart
“Çocuk eğitimiyle oyun neredeyse birbirinden ayrı düşünülemez” diyen Murat Olukpınar oyunla öğrenmenin sağladığı motivasyonu şöyle ifade ediyor: “Sınıfta size göre son derece önemli olan, aslında gerçekten de olmazsa olmaz bir konuyu dakikalarca anlatıp da sınıfa döndüğünüz zaman, bazen size boş boş bakan, uyuklayan sıkılmış yüzlerle karşılaştığınız olmuştur. Böyle bir durumda sınıfta oynatacağınız basit bir oyun sınıfın havasını değiştirip öğrencilerinizi tekrar öğrenmeye hazır hale getirecektir.”
Kitapta neler var?
• Günümüz ilkokul öğretmenlerinin sınıfta ya da okul bahçesinde oynatabileceği, birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar her evre için uygun 355 adet denenmiş harika oyun sunuluyor.
• Oyunlar “Sınıf İçi Oyunları” ve “Bahçe Oyunları” olarak iki ana bölümde veriliyor. Her oyunun başında; hangi yaş grubuna yönelik olduğu, oyuncu sayısı, gereken araç-gereç, oyunun oynanış yönergeleri yer alıyor. Ayrıca kitap, oyunlara ait çok canlı ve açıklayıcı resimlerle zenginleştirilmiş.
• Sadece beden eğitimi dersinde değil, Türkçe, matematik ve hayat bilgisi derslerinde de oynatılabilecek oyunlar da eklenmiş. Bu oyunların ders konularıyla nasıl ilişkilendirilebileceğine dair notlar düşülmüş.
İZCİ SEÇİMLERİMİZ YARIN AÇIKLANACAK
Hala dilekçe getirebilecek kişiler olduğunu düşünerek perşembe gününe kadar zaman tanıyarak perşembe günü sonuçları öğrencilere bildireceğim. Çalışmalar cuma günü başlayacak.
EV GÖREVLERİNDE SORUN YAŞAMAYA DEVAM EDİYORUZ
Ev görevi olarak hedeflenin altında ödevler vermemize rağmen sınıf genelinde sorun yaşamaya devam ediyoruz. Bu sabah 9 öğrencimiz yine ev görevlerini yarım yaparak, ya da yapmayarak geldiler. Yine dün görüştüğüm 3 velim yaşadıkları sıkıntıları bana aktardılar.
Gördüğünüz gibi veli olarak benim de durumum çok farklı değil. Çocuk derste rahat rahat yaptığı şeyi evde yapmıyor.
Okulda yapıyor çünkü tüm arkadaşları yapıyor. Öğretmeni yapılması gerektiğini arkadaşlarının arasında söylediği için öğretmenine olduğu kadar ait olduğu topluluk olan sınıfa da mahcup olmaması gerektiğini düşünüyor.
Öğrencinin gözünde ev öğrenme ortamı sayılmadığı için özellikle 6-7 yaş gurubunda aklı daha çok oyunda, televizyonda, oyuncakta oluyor.
5 Kasım 2013 Salı
VELİLERDEN GELEN SORULARA CEVAPLAR: ÖDEV KONUSU
-Saat şuan 20 :00 ve biz hala fotokopi olan ödevimizi bitiremedik. Biraz mola verip güzel yazı defterine başlayacağız . Büyük ihtimal bi sayfa bitene kadar bir saat ten fazla olacak . Ödevleri bitirelim derken uyku bastırıyor bu sefer huysuzlanıp yapamıyorum diyerek ağlamaya başlayacak . Aslında uyuyacağından da değil bu saatten sonra ödev yaptırmak imkansız oluyor. Güzel yazı defterlerindeki ödevler dışında vermiş olduğunuz fotokopileri hafta sonu yapsak olmaz mı?
CEVAP:
-Sayın Velim,
Hafta sonu geldiğinde L harfi yazmamızın bir anlamı kalmayacak çünkü öğrencilerimiz haftasonuna kadar
el
ele
le
hecelerini okuyor olacaklar.
Bu görevin bugün yapılması yarın hazır gelmeleri açısından önemli.
Bu görevin bugün yapılması, bugün öğrendiklerini pekiştirmeleri açısından da önemli.
Bu gece hem ödevini yapamamış hem de Galatasaray yenilgisini izlemiş bir öğrencimi yarın nasıl motive edeceğimi kara kara düşünüyorum...
4 Kasım 2013 Pazartesi
SESLERİ ÖĞRENEN ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİN YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Ev görevlerinin evde tamamlanması çok önemli. Artık sadece resim çizip boyamıyorlar. Hem yazıp hem okuyorlar. Haliyle zihinleri daha çok çalışıyo ve çabuk yoruluyorlar.
İlk toplantımızda sizlere "eğitim öğretim hayatlarının en zorlu süreci" olarak tanımlamıştım dönemi. İşte geçen hafta itibariyle o döneme girmiş bulunuyorum.
12 yıllık öğretmenlik hayatımın tüm dönemlerinden farklı olarak sınıfta hem öğretmen hem de veli olarak bulunuyorum.
Bu nedenle sizlerin evde yaşadığınız zorlukları çok daha iyi anlıyorum. Sınıfta öğretmen olarak kendi çocuğuma sözümü geçirdiğim halde, evde baba rolünü oynarken talimatlarımı uygulatmakta zorlanıyorum. Ancak bu görevler yapılması gereken, eğitimin olmazsa olmazı.
Bu hafta Hat Bilgisi derslerinde konuyu her gün tekrar ve tekrar anlatacağım. Evde ailelerini üzmeden görevlerini yapmaları gerektiğini anlatıp evde de sonuç almayı umuyorum.
Tüm velilerimize kolay gelsin...
1 Kasım 2013 Cuma
OKUMA YAZMA EĞİTİMİMİZ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOKTALAR
Bu aşamada sizlerin desteğine ihtiyaç duyacağımız birkaç nokta var.
1) Her gün kılavuz defterleri evde kontrol ederek, yarım kalan sayfaları ve defter ödev verilmiş ise ödevleri bitirtmemiz gerekiyor. Bu durum gerçekten çok önemli. Hem çocuklarımızın ilgili yeteneği zamanında kazanmaları için, hem de sorumluluk bilincini almaları için.
2) Öğrenmekte olduğumuz sesle ilgili günlük hayattan örnekler verin. Örneğin bu hafta “e” sesini verdik. Kahvaltı yapıyorsunuz ve kahvaltıda erik reçeli var.
Sezdirerek, bastırarak, “ERİK” “Eriğin E’si
Diyelim televizyon izliyorsunuz, çizgi filmde bir Eşek var, Eşeğin E’si, daha sonra çizgi filmde kedi gördünüz, “Kedi” sözcüğünün içindeki “kEdi” derkenki E sesini sezdiriniz. E sesinin sözcüğün başında değil ortasında olduğunu sezmelerini sağlayınız.
3) BAŞINDA- ORTASINDA SONUNDA OYUNU
E sesinin sözcüklerin başında-ortasında ya da sonunda olduğunu sorunuz.
Örnek:
Elma…………………..E sesi başında
Direk …………………..E sesi ortasında
Fare…………………..E sesi sonunda
4) Devam durumu çok çok önemli. Öğrenci bir ses kaçırırsa bir yılına mal olabilir.
(İlgili atasözünü hatırlamakta fayda var. Bir çivi bir nal, bir nal bir at, bir at bir asker, bir asker bir savaş kaybettirir)
5) Özellikle ev ödevleri sırasında yapamıyorum, yoruldum demelerine aldanmayın. Tüm öğrencilerimiz verilen görevleri rahat rahat yapabilecek kapasiteye sahipler. Aylardır bunun için hazırlanıyoruz.
6) Pazartesi günü:
A) İLK OKUMA YAZMA KİTABIM
B) OKUMA SETİ
C) GÜZEL YAZI DEFTERİ
D) MATEMATİK DEFTERİ
E) KUTULU KALMTRAŞLARI
Mutlaka öğrencilerimizin yanlarında olsun.
7) Her yeni sesle birlikte yeni bir tekerleme ya da şarkı öğreniyorlar. Sesi yazarken bunu söylemelerini sağlayınız. (Örneğin E ses ile E Bebeğim şarkısını öğrendiler)
8) Ses ve okuma yazma öğrenme sürecini da