31 Ekim 2013 Perşembe

E SESİNE HAZIRLIK VE SESİN YAZILIŞI

E sesinin yazılışını E sesi olarak tanıtmadan yapmaya devam ediyoruz.

e

Genel anlamda sınıfın tamamı sesi tanıyor. Ancak kılavuz çizgiler arasında kısa aralığa (iki kırmızı çizgi arası) sıkıntılar var.

Burada yapmamız gereken çocuklarımızın kısa aralığı fark etmelerini sağlamak.  Gerekirse her satırda bir tane örnek çizerek aralığı kavratmak.

30 Ekim 2013 Çarşamba

ÇOCUK KİTAPLARINI NASIL SEÇELİM?

Çocuk yayınları konusunda Türkiye’nin en büyük yayınevlerini bünyesinde bulunduran Zambak Yayınları Kültür Kitapları Yayın Yönetmeni Mehmet Azim, çocuk kitaplarının planlamasından yayınına kadar olan süreci anlattı. Çocuk yayınlarının yayınlanmasının ardından ailelere ve öğretmenlere çok önemli tavsiyelerde bulundu.

CİN ALİ
Araştırmalar, yayınların, çocuk üzerinde çok ciddi etkileri olduğunu göstermektedir. Bu durum anne, baba ve öğretmen olarak, yavrularımıza verdiğimiz yayınlar konusunda ne kadar titiz olmamız gerektiğini gözler önüne sermektedir. Buna bağlı olarak çocuklara önerilecek yayınlar içerik olarak doğru mesajlar vermeli ve ruh dünyasında yaralar açmaması gerekmektedir. Çocuklar yalanlarla, aldatmacalarla ve boş şeylerle bir zihin karmaşasının içine itilmemelidir. Tercih edilecek eserler, çocukta insanî duygu ve değerlerin gelişmesini, sevginin mayalanmasını, kendi değerlerine karşı ilgili ve saygılı olmasını sağlaması gerekmektedir

“Kahramanları doğru seçmeliyiz”
Çocukların çoğu, eserlerdeki kahramanlarla kendilerini özdeşleştirmekte ve okuduklarından etkilendiklerini söyleyen Mehmet Azim, seçilen kahramanlar olumlu karakterler olması gerektiğini belirterek şöyle dedi: “Çocuğun bilinçaltına iyi örnekler sunulmalıdır. Olumlu ve yapıcı hayat örnekleri verilmelidir. Çocuk kitapları, hurafe ve batıl inançlardan arındırılmış olmalıdır. Saldırganlık, korku, şiddet, öfke çocuk kitaplarından uzak tutulmalıdır.” Çocuklara yönelik yayıncılığın ciddiye alınması gereken ve özen gerektiren bir çalışma olduğunu belirten Mehmet Azim, okul öncesine ve ilköğretim öğrencilerine hitap eden eserlerin resimli olduğunu, resimlerin özgün, estetik özellik taşıyan resimler, eserleri daha ilgi çekici hâle getirdiğini söyledi.

Resim seçimine dikkat!
Sanat ve estetik olarak uygun olmayan resimlerin, çocukların hayal dünyasına zenginlik katacak yerde zarar verebileceği konusunda velileri uyaran Zambak Yayınları Kültür Kitapları Yayın Yönetmeni Mehmet Azim şöyle dedi: “Çocuk kitapları, horoz şekeri tadında, kaliteli ve faydalı bir oyuncak gibi sevecen olmalıdır. Cicili bicili kapağın içinde renkli ve hayal dünyasını zenginleştiren bir resimleme ve anlatım yer almalıdır. Diğer konularda olduğu gibi resim konusunda da seçici olmak gerekir.”

“Çocuklara yönelik eserler, edebiyatın teorik ve pratik ilkelerine uygun olmalıdır.” diyen Mehmet Azim, dilin ilkelerine, çocuğun ruhî ve fizikî yapısına uygun olmayan eserlerin çocuk kitabı olamayacağını, çocuklara yönelik olarak yazılmış eserlerin sevimli ve çocuksu bir dünya sunması gerektiğini belirtti.

“Önce ilgi alanının belirlenmeli”
Dönemlerin şartlarına ve etkisine göre çocukların ilgi alanlarında değişiklikler olabileceğinin altını çizen Mehmet Azim, ailelerin önce çocukların ilgi alanlarını belirlemesi gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Her çocuk, aynı tür yazılardan eserlerden hoşlanmayabilir. Çocukların değişen ve ilgi alanları belirlenmeli ve buna göre kitaplar hazırlanmalıdır. Anne-babalar, öğretmenler öncelikli olarak çocuğun ilgi alanını bilmeli, buna göre bir hareket tarzı belirlemelidirler. İlgi alanına uygun olmayan eserler, çocuklarda okuma alışkanlığını köreltebilir. Bu konuda ısrarcı olmak yerine, yönlendirici olmak gerekir.”

Çocuk kitapları özenle hazırlanmalıdır
Günümüzde birçok yayınevinin sadece çocuk kitaplarıyla ilgilenen editörleri veya yayın yönetmenleri bulunduğunu, bu yetkili kişiler aracılığıyla yazarlarla ve çizerlerle bir araya gelerek, yayın evinin planlamasıyla yazarın hedeflerinin gerçek bir düzlemde birleşmesi önemli olduğunu söyleyen Zambak Yayınları Kültür Kitapları Yayın Yönetmeni Mehmet Azim şöyle konuştu:

“Çocuk yayınları editörü veya yayın yönetmeni hem pedagojiye hem çocuk psikolojisine hem edebiyatın, özellikle çocuk edebiyatının birikimlerine sahip olması gerekir. Çocuk yayınları editörleri; sanatın, eğitimin üstünden bir bakış açısıyla ve onların kazanımlarıyla eserlere eğilecek ve daha güzel ürünlerin hazırlanmasına zemin hazırlayacaklardır. Buna bağlı olarak köklü ve bu alanda titiz çalışan yayınevlerinin ürünleri, öncelikli tercihimiz olmalıdır.”

Çocuk kitaplarında dikkat edilmesi gereken noktalar
Çocuk kitaplarında olması gereken özellikleri sıralayan Mehmet Azim şöyle dedi: “Eser, yazım ve noktalama açısından hatasız olmalıdır. Bir eserin önemli özelliklerinden biri de dil bilgisi kurallarına uygun olarak yazılmış olmasıdır. Eser hazırlarken hangi sınıf ve yaş düzeyine uygun olarak yazıldığı bilinmelidir. Eserlerde işlenen konular ve bunların ele alınış tarzı, çocukların yaş gruplarına uymalıdır. Kahramanlar çocuğun dünyasından olmalıdır. Eserlerde heyecan unsurunun, eser boyunca canlı olması gerekir. Olumsuz tasvirlere yer verilmemeli, eser politik özellikler taşımamalıdır. Özellikle ilköğretimin birinci devresinde devrik cümlelere fazla yer verilmemelidir. İşlenen konular bir bütünlük içinde ele alınmalıdır; gelişigüzel bir araya getirilip yığılan yazılar olmamalıdır. Eserlerde, çocuklara lakap olarak takılabilecek kahraman isimler bulunmamalıdır.”

Kitap seçiminde öğretmen, veli ve çocuk üçlüsünün birlikte karar vermesi gerektiğini anlatan Mehmet Azim, ailelerin kitap okuma konusunda, evde uygun zeminler oluşturması gerektiğini söyleyerek, ailelere tavsiyelerde bulundu: “Aile büyükleri her şeyden önce örnek olmalıdır. Evde bir kitaplık bulundurmak, belirli saatlerde ailece kitap okumak, kitap hediye etmek okuma alışkanlığının oluşmasında ve kitaba karşı ilginin artmasında en önemli etkendir. Temsil, bu yönüyle anlatmanın önünde gelir. Önce örnek olacağız, sonra yavrularımızdan buna uygun hareket etmelerini isteyebiliriz.”


Dikkat Edilecek Noktalar
1.Apple-tab-span" style="white-space:pre"> Yazım ve Noktalamaya Uygunluk
2. Dil Bilgisi Kuralların Uygunluk
3. Sınıf ve Yaş Düzeylerine Uygunluk
4. Konu ve Anlatım Şekilleri
5. Seçilen Kahramanların Çocuk Psikolojisine Uygunluğu
6. Lakap Takılacak isimler olmamalı
7. Devrik cümleler sınırlı olmalı

GÜZEL YAZI DEFTERİ İLE ÇALIŞMAYA BAŞLADIK

yazı

28 Pazartesi gününden itibaren güzel yazı defteri ile çalışmaya başladık. Öğrencilerimizin bazıları için zor bir süreç. Yapamayanlar var, ki olması gayet doğal. Zamanla, tekrarla, çabayla başaracaklar.

Okuma yazma eğitimi yolunda ikinci aşamamız güzel yazı defterine geçmek oldu. Bu hafta içinde onları tam olarak hazırladıktan sonra "E" sesine başlayacağız.

Amacımız genel bir hazır oluşluk düzeyi yakalamak. Yoksa öğrencilerimizin 15 tanesi okuma yazma eğitiminin 3. aşamasına da "E" sesini almaya da çoktan hazırlar.v

OKULUMUZDA 29 EKİM COŞKUSU

Cumhuriyetimizin 90. yılı okulumuzda büyük bir coşkuyla kutlandı.

29EKİM

Saat 10:00'da başlayan törende ağırlıklı olarak ortaokul öğrencilerimiz görev aldılar.

26 Ekim 2013 Cumartesi

S.B.S. YERİNE GETİRİLEN MERKEZİ ORTAK SINAV'IN AYRINTILARI BELLİ OLDU

Ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin ortak sınava gireceği sınıf ve sıra bilgisi, e-okul ve veli bilgilendirme sistemi üzerinden yayınlanacak. Sınavda öğrenci adına düzenlenmiş cevap kağıdı bulunacak.

IMG_0816

Bakanlıkça, ortaöğretim ortak sınavlarına ilişkin yayınlanan kılavuza göre, sınavlara girmek için ücret yatırılmayacak. E-okul sistemine kayıtlı 8. sınıf öğrencileri ortak sınavlara girmek için başvuru yapmayacak.

Öğrenciler ayrıca 2014 PYBS'ye girmeyecek. Parasız yatılılık veya bursluluk hakkından yararlanmak isteyen 8. sınıf öğrencilerinin başvuruları 2014 yılı PYBS kılavuzunda belirtilen tarihlerde öğrencinin öğrenim gördüğü okul müdürlüklerince e-Okul sistemi üzerinden yapılacak.

Açık öğretim ortaokulu öğrencilerinin başvuru işlemleri ise açık öğretim ortaokulu müdürlüğünce takip edilecek.

Yurt dışında bakanlığa bağlı olmayan okullardan sınava girmek isteyen öğrenciler, bu kılavuzda yer alan ilgili formu eksiksiz ve doğru bilgilerle dolduracak ve yurt dışında bulunan Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği veya konsolosluk yetkililerine onaylatacak. Gerekli belgeler posta yoluyla gönderilebilecek, faksla bildirilen formlar kabul edilmeyecek.

Okul müdürleri bilgileri güncelleyecek
Okulda kayıtlı öğrencilere ait bilgileri, e-Okul sistemindeki bilgilerle karşılaştırmak, doğruluğunu ve güncelliğini kontrol ve takip etmek okul müdürlüklerinin sorumluluğunda olacak.

Okul müdürleri aynı zamanda sınava girecek öğrenciler ile velileri bilgilendirecek, rehberlik edecek. Öğrencilerin sınava gireceği sınıf ve sırayı gösteren listenin çıktısını e-okul sistemi üzerinden alarak okullarında ilan da edecek müdürler, öğrencilerin fotoğraflarını güncelleyecek.

Müdürler okulunda sınav hizmeti alması gereken engelli öğrenci varsa bu öğrencinin velisini okulun bağlı bulunduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) Müdürlüğüne yönlendirecek ve gerekli bilginin sisteme işlenip işlenmediğini de takip edecek.

Sınava girilecek sınıf e-okuldan görülebilecek
Öğrenciler, ortak sınavlarda, e-Okul sisteminde kayıtlı olduğu zorunlu yabancı dil dersinden sorumlu olacak. Buna bağlı olarak, okulunda birden fazla yabancı dil dersi alanların, şubesi değişenlerin, nakil işlemi yapılanların, zorunlu yabancı dil dersinin e-Okul sistemine işlenmesi gerekiyor. Bu konuyla ilgili öğrencilerin ferdi bildirimleri dikkate alınmayacak.

İşitme ve/veya zihinsel engeli öğrencinin yabancı dil sınavına katılması için velisi yazılı başvuru yapacak.

Mazeretlerini sınavlardan önce bildiren ve sınav günü mazeretli/mazeretsiz olarak ortak sınavlara girmeyen öğrencilerin bilgileri sınav günü son oturumdan sonra e-okul sistemine işlenecek.

Öğrencinin sınava gireceği sınıf ve sıra bilgisi, e-okul ve veli bilgilendirme sistemi üzerinden yayınlanacak. Okul yöneticileri e-okul sisteminden, öğrenci velisi ise veli bilgilendirme sistemi üzerinden öğrencinin hangi sınıf ve sırada sınava gireceğini görebilecek.

Engelli öğrenciler sürekli kullandıkları araç gereçleri getirebilecek
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler, sınavlarda özelliklerine uygun hizmet alabilecek. Örgün eğitime devam edenler okul müdürlüğünün bağlı bulunduğu RAM'a, açık öğretim ortaokuluna devam edenlerin ise açık öğretim ortaokulu müdürlüğüne 25 Ekim 2013 tarihine kadar başvurmaları gerekiyor.

Okul müdürlükleri, velininin de görüşünü alarak öğrencilerin sınav hizmetiyle ilgili işlemlerin takibinden birinci derecede sorumlu olacak.

Sınav hizmetiyle ilgili yapılacak işlemlerde özel eğitim ihtiyacı olan öğrencinin, (evde ve hastanede eğitim hizmeti alanlar hariç) kendisinin de bulunması gerekiyor.

Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilere, RAM tarafından MEBBİS-RAM Modülü'ne işlenen bilgiler doğrultusunda sınav hizmeti verilecek. Sistemde bilgileri yer almayan öğrencilere bu hizmet sağlanamayacak.

Bu öğrenciler sürekli kullandıkları araç-gereç ve cihazları kendilerinin getirmesi kaydıyla sınavlarda kullanabilecek.

Görme, işitme engeli, ruhsal ve duygusal bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluğu, bedensel, zihinsel engeli olan öğrencilere sınavda 15'er dakika ek süre verilecek. Engel türüne göre bazı öğrenciler ise tek kişilik sınıflarda sınava alınacak.

Kaba motor becerilerinde engeli bulunan ortez, protez, yardımcı araç gereç kullanan öğrenciler giriş katlardaki sınıflara yerleştirilecek. Sınıflarda kullanılacak masa ve sıra öğrencinin özelliklerine uygun olarak düzenlenecek.

Geç gelene ek süre verilmeyecek
Öğrenciler, sınav salonlarına, saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saat, sözlük, hesap cetveli, hesap makinesi, çağrı cihazı, cep telefonu, telsiz, radyo gibi iletişim araçları ile her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar bulunmaksızın sınava alınacak.

Bunları bulundurduğu belirlenen öğrencinin sınavı, sınav kurallarının ihlali gerekçesiyle tutanakla geçersiz sayılacak.

Öğrenciler, sınıf öğrenci yoklama listesinde belirtilen sınıf ve sıra numarasında oturacak. Gerektiğinde öğrencinin yerini değiştirme yetkisi sınıflarda bulunan öğretmenlere ait olacak.

Yerleştirme işlemlerinden sonra sınavda görevli öğretmenler sınavda uyulacak kuralları hatırlatacak, sınav evrakının bulunduğu güvenlik torbalarını öğrencilerin önünde açarak cevap kağıtlarını ve soru kitapçıklarını dağıtacak.

Öğrenci, cevap kağıdında yazılı olan T.C. kimlik numarası, adı ve soyadı bilgilerini kontrol edecek, hata varsa sınav görevlilerine söyleyecek, sınav görevlileri bu durumu tutanak altına alacak.

Öğrencinin adına düzenlenmiş cevap kağıdı bulunmuyorsa veya kullanılamayacak durumdaysa yeni bir cevap kağıdına öğrenci, kimlik bilgilerini sınavda görevli öğretmenin açıklamalarına göre yazacak ve kodlayacak.

Sınav görevlileri, dağıtılan sınav evrakının öğrenciye ait olup olmadığını kontrol edecek. Öğrenciler sınav öncesinde soru kitapçıklarını kontrol ederek eksik sayfa veya baskı hatası tespit ederse kitapçığın değiştirilmesini isteyecek.

Sınav bitiminden önce gelen tüm öğrenciler sınava alınacak, sınav bitmeden öğrenciler sınıflarından çıkmayacak. Geç gelen öğrencilere ek süre verilmeyecek.

Kopyadan sınav iptal edilecek
Öğrenci, cevap kağıdı üzerindeki kitapçık türü ve cevap bilgileri işaretlemelerini kurşun kalemle yapacak. Öğrenci, cevap kağıdındaki imza bölümüne imzasını silinmeyen bir kalemle kendisi atacak.

Cevap kağıdında bulunan "Bu Bölüme Dokunmayınız" kısmı hiçbir şekilde işaretlenmeyecek.

Soru kitapçığının A ve B olmak üzere iki ayrı türü olacak, öğrenci A kitapçığını kullanıyorsa cevap kağıdında kitapçık türü bölümünün "A" yuvarlağını, B kitapçığını kullanıyorsa "B" yuvarlağını işaretleyecek. Sınav görevlileri de doğru işaretlemenin yapılmasını kontrol edecek.

Her sorunun 4 seçeneği olacak. Çift işaretlenmiş veya iyi silinmemiş cevaplar optik okuyucular tarafından yanlış cevap olarak değerlendirilecek. Cevap kağıdına işaretlenmeyen cevaplar değerlendirme işlemine alınmayacak.

Sınavlar esnasında kopya çekildiğinin sınav görevlilerince tespit edilmesi halinde kopya çeken öğrencilerin sınavları iptal edilecek.

Sınavlardan sonra cevap kağıtlarının değerlendirmesi yapılırken aynı sınıfta sınavlara giren ve aynı tür soru kitapçığını kullanan öğrenciler arasında bilgisayar sistemi aracılığıyla ikili/toplu kopya taraması yapılacak. İkili/toplu kopya taraması sonucunda kopya çektiği tespit edilen öğrencilerin ilgili testleri iptal edilecek.

Kitapçık isteyen öğrenciye verilecek
Sınav bitiminden sonra öğrenciler, cevap kağıdını sınav görevlilerine teslim edecek ve sınav yoklama tutanağına imzalarını atacak.

Sınav görevlileri, sınava ait evrakı öğrencilerin önünde kontrol ederek toplayacak, cevap kağıtlarını sınav güvenlik torbasına koyup kapattıktan sonra soru kitapçıklarıyla birlikte bina sınav komisyonuna teslim edecek.

Bina sınav komisyonu, sınıflardan gelen sınav güvenlik torbalarını dönüş sınav evrak kutularına koyarak seri numaralı güvenlik kilidiyle bu kutuları kapatacak ve görevli kuryelere tutanakla teslim edecek. Kitapçıklar okullarda bırakılacak ancak aynı gün oturumlar tamamlandıktan sonra isteyen öğrenciye verilecek.

Mazeret sınavları da her gün üç oturum olmak üzere altı oturum halinde bakanlık tarafından belirlenecek okullarda yapılacak.

Sınavın değerlendirilmesi
Ortak sınavlara katılacak öğrencilerin puanı, tek puan türünde hesaplanacak. Her soru eşit ağırlığa sahip olacak. Her adayın cevap kağıdı, 2 optik okuyucu tarafından çift kontrol sistemiyle okutulacak. Her test için doğru cevap sayıları esas alınarak ham puanlar bulunacak. Yanlış cevap sayısı doğru cevap sayısını etkilemeyecek.

Kopya taraması sonucu iptal edilen dersin sınavı puanla değerlendirilmeyecek. Ancak dönem puanı ve ortaöğretime yerleştirmeye esas puan hesaplamalarında sınav adedi tam olarak alınacak.

Özründen veya başka bir sebepten dolayı herhangi bir dersten muaf olan öğrencilerin ortak sınav puanı, yıl sonu başarı puanı hesaplamasındaki usullere uygun olarak hesaplanacak. Soru iptali olması durumunda değerlendirme geçerli soru sayısı dikkate alınarak yapılacak.

Öğrencinin tüm derslerden aldığı puanların aritmetik ortalaması, o derslere ait haftalık ders saati sayısı ile çarpılarak ağırlıklı yıl sonu puanları hesaplanacak. Bu puanların toplamının, o derslere ait haftalık ders saati toplamına bölünmesi ile de yıl sonu başarı puanı elde edilecek. Puanlama 100 tam puan üzerinden yapılacak.

Türkçe, matematik, fen ve teknoloji derslerinin ağırlık katsayısı 4, din kültürü ve ahlak bilgisi, T.C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil derslerinin ise 2 olarak tespit edildi.

Ortak sınavların sonuçları bakanlıkça belirtilecek tarihlerde e-Okul sistemine işlenecek. Öğrencilere sınav sonuç belgesi ayrıca gönderilmeyecek.

Ülkemizi temsil edenlere ek puan
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından gerçekleştirilen uluslararası bilim olimpiyatları ve matematik olimpiyat sınavlarıyla proje yarışmalarında, ulusal elemelerden geçtikten sonra ülkemizi temsil etme hakkı kazanan öğrencilere, katıldıkları yılın yıl sonu başarı puanlarına belirlenen oranda ek puan verilecek.

Ek puan hakkından, derece veya katılım belgelerini ibraz eden öğrenciler yararlanabilecek.

Sınava itiraz 10 TL
Ortak sınavlara giriş şartlarını taşımadığı halde öğrencinin sınava girmesi, cevap kağıdının dönüş sınav güvenlik torbasından çıkmaması, zarar görmüş ya da eksik çıkması halinde sınav geçersiz sayılacak.

Sınav geçersiz sayılmasına neden olacak durumlar şöyle belirlendi:

''Öğrencinin herhangi bir öğrenciden ya da dokümandan kopya çektiğinin sınav görevlilerince tespit edilmesi, başka öğrencinin sınav evrakının kullanılması, öğrencinin yerine başkasının sınava girmesi, her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar ve saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saatlerle cep telefonu, telsiz gibi iletişim araçları ve defter, kitap, sözlük, hesap cetveli gibi araçları sınav anında öğrencinin yanında bulundurması, dönüş sınav güvenlik kutuları dışında posta ya da farklı bir yolla sınav evrakı gönderilmesi, cevap kağıdı değerlendirilirken aynı sınıfta oturan adaylarının sıraları dikkate alınmaksızın yapılan kopya analizi sonucuna göre ikili/toplu kopya tespit edilmesi, sınav evrakına zarar verilmesi (soru kitapçığını, cevap kağıdını yırtmak, teslim etmemek ve benzeri) durumlarında yönergede belirtilen sınav kuralları ihlal edildiği için sınav görevlilerinin ve yetkililerin tuttuğu tutanaklar da dikkate alınarak öğrencinin sınavı geçersiz sayılacak.''

Ortak sınavı geçersiz sayılan öğrenciler mazeret sınavına alınmayacak. Sınavlara itiraz edilebilecek. Her ders için yapılan itirazların incelenmesi için öğrenci velisi tarafından ilgili bankaların herhangi birine 10 TL yatırılacak. İtirazın haklı bulunması halinde ücret iade edilecek.

SORUN DERSHANEYİ İHTİYAÇ HALİNE GETİREN SİSTEM Mİ?

Dersaneciler Derneği Başkanı Gürkan Avcı, dershanelerin zorla kapatılmasını, liberal ekonomi normları bağlamında mümkün görmediğini vurgulayarak, “Asıl sorun, sınavı kazanmak için dershaneyi mecbur hale getiren eğitim sistemidir. Asıl sorun dershaneleri okulun önüne geçiren eğitim sistemidir. Asıl sorun sınavcı eğitim sistemidir. Asıl sorun ezberci eğitim sistemidir” dedi.
SBS
Türk eğitim sisteminin asıl sorununun dershaneler olmadığını ifade eden Gürkan Avcı, “Asıl sorun, sınavı kazanmak için dershaneyi mecbur hale getiren eğitim sistemidir. Asıl sorun dershaneleri okulun önüne geçiren eğitim sistemidir. Asıl sorun sınavcı eğitim sistemidir. Asıl sorun ezberci eğitim sistemidir. Asıl sorun eğitimde fırsat ve kalite eşitliğini bir türlü sağlayamayan eğitim reformlarıdır” açıklamasında bulundu. Avcı yaptığı açıklamada, dershanelerin zorla kapatılmasını, liberal ekonomi normları bağlamında mümkün görmediğini de belirterek şunları kaydetti:

“Dershaneleri zorla kapatmak yerine, sınava giren öğrencilerin dershaneye dönük abartılı vazgeçilmezliğini ortadan kaldıracak kapsamlı reformlara kafa yormalıdır. Kaldı ki dershaneler bütün dünyada eğitim sistemleri destekleyici ve takviye edici çağdaş birer eğitim kurumları haline gelmiştir. Türkiye’deki temel sorun dershanelerin okulun önüne geçmiş olmasından kaynaklanmaktadır.”
Bugün özel okulların zaten eksik ve yarım kapasiteyle çalıştığını, mevcut kontenjanlarını dolduramadıklarına dikkat

çeken Avcı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tüm dershaneler özel okul yapılsa dahi sınavcı, ezberci eğitim sistemi devam ettiği müddetçe dershane ihtiyacı tekrar nüksedecek, özel dersler, kayıtsız dershaneler, evlerde grup eğitimleri gibi uygulamalar hızla artacaktır. Eğitimde esas durulması gereken nokta bugüne ve konjonktürel engellere yönelik değil, geleceğe ve ortak bir hedefe yönelik çözümlerde buluşulmasıdır. Yoksa dershanelerin kapatılarak adının etüt merkezi olarak değiştirilmesi ne ihtiyacı ne de sorunu ortadan kaldırmaz."

22 Ekim 2013 Salı

CUMA GÜNÜ 14:30'DA VELİ TOPLANTIMIZ VAR

Sayın Veliler

Cuma günü 1,5 aylık gelişmeleri ve bundan sonraki süreci görüşmek üzere sınıfımızda veli toplantısı düzenleyeceğiz. Katılmanızı önemle rica ederim.

21 Ekim 2013 Pazartesi

SÖZLÜ NOTU KALDIRILDI

IMG_8020Sözlü yerine öğrencinin okul içindeki davranış ve derse katılım ilgi ve becerilerini kapsayan, öğrencilerin arkadaşları ile uyumuna da bakılıp performans notu verilecek..
Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki klasik sözlüyü kaldırdı. Okullardan gelen “sözlü ne olacak?” soruları artınca Bakanlık yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin bir genelge hazırladı. Genelgede “sözlü” notu yerine “performans çalışması” yapılacağı belirtildi.

MEB Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük imzasıyla yayınlanan genelgede, “E-okul” sisteminden notlarla ilgili bölümün yeniden düzenlendiği ifade edildi. Genelgede, “Yönetmelik hükümleri doğrultusunda revize edilerek yazılı sınav notu için 6 alan, performans çalışmaları için 3 alan, uygulama notlan için 3 alan, proje için 1 alan olacak şekilde düzenlenmiş, sözlü ve ödev alanları kaldırılmıştır” denildi. Eğitim-Sen eski Genel Başkanı, eğitimci Aladdin Dinçer, VATAN’a, sözlü notlarının kalmasının önemli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Öğrenciler, kendi özgün üretimleri olmaktan çok çevresel destekleri ödev ve performans çalışması hazırlardı. Yenisinde de böyle olmamalı, öğrenciler kendi özgün yaratıcı çabaları ile bir şeyler yapabilmeli. Okul içi ve dışı eğitsel etkinlikler değerlendirilip, işlev görür hale getirilmeli. Derste ‘hadi gel bu soruyu çöz’ diye sözlüye kaldırmaya, son dönemde artık zaten itibar edilmemeye başlanmıştı ama vardı. Bunun kalkması önemli. Çocuğun kendisini ifade etmesi, soru sormasını, sorgulanmasını eleştirebilmesini olanaklı kılacak bir yöntem geliştirilmesi gerekiyor. Bu olmazsa sadece performans çalışması da yeterli olmayabilir. Kes kopyala yapıştır biçiminde yürüyordu sistem bunların da kontrol altına alınması gerekiyor.”

11 Ekim 2013 Cuma

BAYRAM TATİLİ GÖREVLERİ

Geride kalan 5 haftayı en verimli şekilde geçirdik. Şimdi 9 günlük bir bayram tatiline başlıyoruz. Eylül ayı ve ekimin iki haftası öğrencilerimiz için bir anlamda "Lale Devri" havasında geçti. Bol oyunlu ve eğlenceli. Dahası okuma yazma stresi olmadan geçti. Onları bedensel ve psikolojik olarak okuma yazma eğitimine hazırladık. 1 ay öncesine göre çok daha başarılı bir şekilde kalem tutup çizgi çiziyorlar.

çizgifilm

Bayram tatilinden sonra yavaş yavaş ses çalışmalarına giriş yapacağız. Belki bu rahatlığı bulamayacaklar ama okuma yazma heyecanı ile okula gelip gidecekler. Bu dönemde velilere de büyük iş düşecek.

 

Tatil dönüşü hazır olmaları için mutlaka tatil görevlerini sayfaların üzerinde yazna günlerde yapmalarını sağlayalım.

Hepinize iyi bayramlar, iyi tatiller.

 

 

HAFTANIN RESMİ EYLÜL'DEN

RESİM

Dün verdiğimiz "Ailemiz" konulu resim görevini yapan 17 öğrenciden, resmi diğerlerine göre biraz daha özenerek yapan Eylül'ün resmini "Haftanın Resmi" seçtik.

 

10 Ekim 2013 Perşembe

İNGİLİZCE ÖĞRENME KARTLARIMIZI ÖĞRENCİLERİMİZE DAĞITIYORUZ

Fotoğraf

Bundan sonra belli aralıklarla öğrendiğimiz İngilizce sözcükler için kart hazırlayıp dağıtacağız. Kağıtları karton üzerine yapıştırıp keserek öğrenmelerini kolaylaştırıcı oyunlar haline getiriyoruz.

İlk Öğrenme Kartımızda 12 Sözcük Var!

öğrenme kartı

9 Ekim 2013 Çarşamba

EKİM AYININ İLK HAFTASI ÖĞRENDİĞİMİZ İNGİLİZCE SÖZCÜKLER

Ekim ayının ilk haftasında kelime düzeyinde İngilizce eğitimine başladık. Ekim'in ilk haftası 10 yeni kelime öğrendik. Birinci sınıf boyunca aylık ortalama 20-25 yeni kelime öğrenme hedefini tutturmaya çalışacağız.

Çocuklar okuma yazma bilmedikleri için ancak resimlerine bakarak varlıkların İngilizce isimlerini söyleyebiliyorlar.

IMG_8157

DOG

CAT

PENCIL

BALL

FISH

CAR

BOOK

BIRD

BAG

ELEPHANT

TIGER

TREE

***Kelimelerin doğru telefuzu için onları zorlayın. Defalarca söylemekten çekinmeyin.

YABANCI DİL EĞİTİMİ KAÇ YAŞINDA BAŞLAMALI?

Türkiye'de ailelerin özel okul tercihleri sorulduğunda ilk sırada güvenlik ikinci sırada dil eğitimi geliyor. Özel okullar pek çok konudan eleştirilse de dil eğitimi konusunda hayli başarılı olduklarını söylememiz gerek. Peki dil eğitimi kaç yaşında başlamalı?

Çocuklar 4 yaşında dili etkin bir biçimde kullanmaya başlar ve 7 yaşından önce yabancı dille karşılaşırsa, beyni daha kolay uyum sağlar.

eda ada

Farklı kültürler, farklı dil ve insanlarla tanışmak çocuğun gelişimine katkı sağlayacaktır. Biyolojik kaynaklı araştırmalar beynin erken yaşlarda çok hızlı geliştiğini ve yedi yaşına kadar bu hızlı gelişimin devam ettiğini, bu süreç içerisinde alınan yabancı dil eğitiminin ana dil seviyesine yaklaştığını göstermektedir.

Bu nedenle uzmanlar yabancı dil eğitiminin beyin gelişimi tamamlanmadan yani ergenlikten önce başlaması gerektiğini belirtiyor ve "beyin gelişimi tamamlandıktan sonra yabancı dil eğitimi başlarsa, cümle kurmada yanlışlar başlıyor ve telaffuzdaki yanlışlıklar ömür boyu devam ediyor" diye ekliyor.

Bu nedenle vakit kaybeden Ekim ayının ilk haftasında kelime düzeyinde İngilizce eğitimine başladık. Ekim'in ilk haftası 10 yeni kelime öğrendik. Birinci sınıf boyunca aylık ortalama 20-25  yeni kelime öğrenme hedefini tutturmaya çalışacağız.

 

8 Ekim 2013 Salı

YAZIYA HAZIRLIK İÇİN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

IMG_1212


Oturma Şekli


Yazmada öncelikle dikkate alınacak husus oturma şeklidir. Çocuk sıraya oturduğu zaman ayakları yere değmelidir. Üzerinde yazılacak masa, oturulan sıraya uygun olmalıdır. Masa yüksek, sıra alçak olursa çocuk sürekli ayağa kalkarak yazmaya çalışacaktır. Ayakta yazma kolun masa üzerine yayılma şeklini, dolayısıyla kalem tutmayı da olumsuz yönde etkileyecektir. Sıra yüksek, masa alçak olursa bu seferde çocuk yazarken gereğinden fazla bükülecektir ve yine yazma olumsuz yönde etkilenecektir.


Kas gelişimi
Yazmada kol, bilek ve parmak kasları önemlidir. Kas gelişimini tamamlamayan çocuklar motorsal üretimde zorlanırlar. Kas gelişiminde büyük kaslardan küçük kaslara doğru bir yol izlenmelidir. Önce kol, sonra bilek, daha sonra da parmak kasları geliştirilmelidir. Havada geniş kol hareketleri yaparak kol kasları, kum masalarında çalışmalar yaparak da bilek, parmak ve kol kasları geliştirilebilir. Oyun hamurları ve yap-boz türü oyuncaklarla da kas gelişimi çalışmaları yapılabilir. Özellikle parmak kasları yeterince gelişmemiş olan çocuklar kalemi rahat bir şekilde tutamazlar. Böyle durumlarda plastik kalem tutacakları kullanılabilir.


IMG_1177


Yönler
Yukarıdan aşağıya ve soldan sağa hareket Türkçe yazmada temel yönlerdir. Öğretmen daha çizgi çalışmaları aşamasında yönlere dikkat çekecektir. Yönlere dikkat çekmek için mutlaka oklar kullanılmalıdır. Harflerin ve diğer şekillerin başlangıç ve bitiş noktaları vurgulanmalıdır. Yön kavramı gelişmemiş olan çocuklar harfleri birbirine karıştırır. Örneğin "b" harfi "d" olarak veya tersi yazılabilir. Çocuklar "o" harfine aşağıdan başlayıp saatin hareket yönünü takip ederek yazabilirler.


IMG_1219


 

SINIFIMIZA YENİ FOTOKOPİ MAKİNASI ALDIK

Toplantımızda önceki sınıftan devraldığımız yazıcı ile yola devam etme isteğimizi iletmiştik. Ancak yazıcı son bir kaç haftadır teklemeye başladı ve bizi 4 yıl götüremeyeceği ortaya çıktı.

IMG_20131008_172329

Dün okul çıkışı yeni bir yazıcı almak bir kaç yer dolaşarak en uygun koşullarda yepyeni bir Canon 4450 aldık. IMG_20131008_173729

Yeni makinemizi bu akşam sınıfımıza getirerek çalıştırdık. SINIFIMIZA HAYIRLI OLSUN.

IMG_20131008_173815

7 Ekim 2013 Pazartesi

BAYRAM TATİLİNİ VERİMLİ GEÇİRMEK

izzet burak

Bu cuma  9 günlük bir tatile çıkıyoruz. Birinci sınıfta bu tür tatillerin en büyük sakıncası çocukların okuma yazmayı unutmasıdır. Neyse ki biz hazırlık dönemindeyiz ve böyle bir kaygımız yok.

Ancak bizler için de bazı sakıncalar var. En önemlisi kalem tutmayı öğrenmiş, çizgi ve boyama aşamalarındaki çocuklarımızın 9 gün boyunca ellerine kalem almamaları onların 5 haftalık kazançlarını sıfırlamak olacaktır. Bu nedenle her gün mutlaka boyama ve çizim yapmalarını sağlayalım.

Bir de okumaya psikolojik olarak onları hazırlamak için mutlaka akşamları bir sayfa da olsa kitap okuyalım. Okumaya ilgilerinin artmasını sağlayalım.

 

Her çocuk tatil fikrinden hoşlanır ama evinde ona sağlanmış bazı koşullara alışmıştır. Tatilde düzen bozulur, rutinin dışına çıkılır. Ebeveynler için bu genellikle harika bir şeydir; ofis yok, erken yatma zorunluluğu yok, trafik yok… Ama çocuklar bu düzen bozulması karşısında huzursuz ve hatta huysuz olabilir. Çünkü bebekler ve çocuklar rutini severler. Tatil içinde başka bir rutin oluşturarak bu rutin içersine hazırlık ve kalem egzersizlerini yerleştirelim.

 

ESKİ SINIF EŞYALARINI OKUL İDARESİNE TESLİM ETTİK

Fotoğraf

TUTANAKTIR

2009-2013 yılları arasında sınıf öğretmeni olduğum 4-C sınıfı Haziran 2013’de İlkokuldan mezun olmuştur. Sınıf öğrencileri 3 farklı sınıfa ayrıldığı için birlikte olduğumuz yıllar boyunca sınıf bütçesi ile alınan sınıf eşyaları okul yönetimine teslim etmiş bulunuyorum.

 

TESLİM EDİLEN EŞYALAR:

CANON 4100 Yazıcı-fotokopi

1 Adet 5+1 ses sistemi ve kumandası

1 Adet DVD Player ve kumandası

1 Adet büyük boy org

 

Mustafa Elbir

6 Ekim 2013 Pazar

EĞİTİMDE MONTESORRİ YÖNTEMİ NEDİR?

IMG_0860İtalya’nın ilk kadın doktoru, pedagog ve antropoloji profesörü Maria Montessori (1870-1952) yüzyılın başlarında  her bir çocuğun bireyselliğine azami ölçüde uyan bir pedagoji geliştirir.

Bu, çocuğun bireysel becerilerine ve ilgi alanlarına, bireysel öğrenme hızına ve karakter özelliklerine uygun bir pedagojidir.

 

1899’da Roma’da zeka geriliği olan tüm çocukların yollandığı yeni orthophrenic okulunda yöneticiliği sırasında zihinsel eksikliğin sıklıkla pedagojik bir problem olduğuna hüküm verir.

Zihinsel engellilerin eğitimi konusunda aradığı bilgileri Itard ve Séguin’in çalışmalarında bulur ve bu yöntemleri temel alarak kendi yöntemini geliştirir. Eğittiği bir grup engelli çocuk devlet yeterlilik sınavlarında normallere yakın bir başarı gösterir.

Herkes bu başarıdan dolayı mutludur, ancak Dr. Montessori bundan o kadar etkilenir ki zekâ seviyeleri normal olan sağlıklı  çocukların nasıl olup da engelli çocuklarla karıştırılacak kadar istikrarsız olabileceklerini anlamaya çalışır.

6.Ocak.1907 Montessori ilk çocuk evini kurar: Casa dei Bambini

 

Maria Montessori 1907 yılında ilk çocukevi “Casa dei Banbini”de engelli olmayan çocuklarla çalışmalarında yaptığı gözlemlerde çocukların nelerden hoşlandıklarını ve nelerden hoşlanmadıklarını saptar.

Maria Montessori çocukların;

  • ödüllerden

  • cezalardan

  • yetişkin tarafından programlanmış eğitimden

  • oyuncaklardan

  • şekerlemelerden

  • öğretmen masasından

  • toplu derslerden


hoşlanmadıklarını,

  • özgür seçimden,

  • hatalarını kendilerinin denetiminden,

  • • hareket etmekten,

  • • sessizlikten,

  • • sosyal ilişkilerini kendileri tarafından kurulmasından,

  • • çevrenin düzenli ve temiz olmasından,

  • • özgür faaliyete dayalı bir disiplinden,

  • • kitapsız okuma ve yazmadan

  • • alıştırmaların tekrarından,


hoşlandıklarını gözlemledi.

Eğitim sistemini çocuktan yola çıkarak kurdu.

 

Bu, başka eğitim sistemleriyle karşılaştırıldığında çocuklara sağlanan olanaklar sayesinde, kendi seçimlerinin eğitimcinin onları isteklendirmesinin yerine geçtiği kendi eylemleri sonucu hataların denetlenebildiği bir eğitim sistemidir.

Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmaktadır.

Maria Montessori bunu açıkça şu şekilde ifade etmektedir: “Eğitimde metot değil, insan kişiliği göz önüne alınmalıdır.”

  • Çocuk, özeldir, tektir.

  • Kendine has bir varlıktır.

  • Çocuk etrafındaki maddesel dünyayı absorbe eder, gelecekte yetiştireceği kişi modelini biçimlendirir.

  • “Çocuk, insanların mimarıdır.” Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.

  • Bu gelişime yetişkinler etki edemezler çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.

  • Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.

  • Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar.

  • Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.

  • Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.


Çocuğun güçlü bir karakterde yetişmesini sağlamak için “bir bakıma fiziksel ve ruhsal bir hijyene” ihtiyaç vardır. Bu durumda yetişkinlerin görevi çocuğun içindeki yeteneği ve gizil gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemektir.

Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar. Dolayısıyla Montessori yönteminin özü, çocuğa önceden hazırlanmış bir çevrede kendi kendini geliştirebileceği şekilde hareket ve faaliyet özgürlüğü tanımayı amaçlayan, kendi kendine oluşan ve gelişen bir yöntem ve sistem anlayışıdır.

“Çocuğa hazırlanmış bir çevrede, çocuğun kişiliğini oluşturması için özgürlük tanıyan, kişiliğinin gelişim sürecini destekleyen, çocuğun kendi onuru içerisinde bireyselleşmesi ve sosyalleşmesini ciddiye alan, bireye özgü adil bir eğitimdir.

 

4 Ekim 2013 Cuma

1-D SINIFINDA 4. HAFTAMIZI DA BİTİRDİK

1-D Sınıfında öğrencilerimizle birlikte 4. haftamızı da bitirdik. Sınıf ve okul kuralları anlamında ciddi bir yol katettik.

Tüm öğrencilerimiz okul kültürüne uyum konusunda dev adımlar attılar. Zil çalınca sınıfta olmaları gerektiğini hemen hepsi biliyor. Derste sınıfta dolaşılmayacağını, öğretmen konuşurken onu can kulağı ile dinlemek gerektiğini...

IMG_0803

Yazıya hazırlık yolunda önemli mesafe kat ettik. Farkında olmadan "e" ve "l" sesinin yazılışı yapabiliyorlar.IMG_0806

Kesme yapıştırma çalışmaları sayesinde artık hepsi makas ve yapıştırıcı kullanabiliyorlar.
IMG_0816

5 yeni şarkı öğrendiler ve birlikte söylemeye bayılıyorlar.

IMG_0819

 

Beslenme saatinde hepsi ellerini yıkayarak, örtülerini sererek sağlıklı bir şekilde yemeğe oturuyorlar.IMG_0856

Okulda kendileri için güvenli ve daha az güvenli yerlerin ayrımını yapabiliyorlar. Teneffüslerde güvenli yerlerde bulunmaya çalışıyorlar.

IMG_0859

3 Ekim 2013 Perşembe

YENİ SİSTEMDE OKUMA YAZMA SÜRECİ ÇOK GECİKİR Mİ?

CİN ALİBir velimizin site aracılığı ile yönelttiği soru genel bir endişeyi dile getirebileceğinden payşarak cevaplıyoruz;

SORU:

"Merhabalar,
Ben öncelikle belirtmek isterim ki bu sistemin çocuklarımıza yararlı olduğunu düşünüyorum çünkü sıkılmadan eğlenerek öğreniyorlar ve en önemlisi anaokuluna gitmemiş bir öğrenci için zorlayıcılığı kolaylaştırıyor tabi bu benim düşüncem.Tek aklıma takılan şu… Peki bu sistemle öğrenilen okuma yazma 2. dönemin sonuna kadar kalabilirse (öğrencinin öğrenebilme durumu yavaşsa) okumasını ilerletme, okuduğunu anlayıp anlatabilme becerileri yarım kalırsa bununla bağlantılı olarak 2. sınıfta zorluk çekebilme durumu söz konusu olabilir mi? Ki bu durum da olağan. Bu nedenle 2. sınıfta çocuklar birden derslere adapte olabilirler mi? İlerleyişi bilmediğim için sadece merak ediyorum :)
Saygılar…"

CEVAP:

Ses temelli okuma yazma sistemini 2006 yılından beri kullanıyoruz. Uygulamaya başladığımız dönemde Ocak ayı başında sesler tamamlanıyor ve öğrenci okuma yazmaya geçmiş oluyordu. Aslında okuma yazma eğitimi başladığı günden itibaren öğrenci tanıdığı seslerle hem okuyor hem de yazıyor.

Mevcut sistemdeki değişiklik Kasım ayı ortasına kadar sürecek hazırlık dönemi. Bu sistemin kazançları ve gerekliliği uzun bir makaleye konu olabilir. Öğrencinin okula, yeni sosyal ortamına, becerilere, kurallara ve okul kültürüne hazırlandığı bu sistem yıllardır gerekliğini belirttiğimiz bir şeydi.

Okuma-Yazma eğitimi için yıllardır ön görülen zaman 1 eğitim öğretim yılıdır. Burada sorun yok aslında. Yine bizlerin eğitim gördüğü 80'li yıllarda okuma bayramları Nisan-Mayıs aylarında yapılırdı. Bu açıdan kendi deneyimlerimizle karşılaştırabilirsiniz. (Yazı devam edecek teneffüs bitti, yazı yarım kaldı)

 

 

OKUL SÜTÜ FORMLARIMIZI 4 EKİM CUMA'YA KADAR TESLİM EDELİM



Önümüzdeki hafta okul sütü programı kapsamında okulumuzda süt dağıtımına başlanması planlanıyor. Bu nedenle öğrencilerin süt içebilmek için öğretmenlerinin dağıttığı formları velilerine doldurtup sınıf öğretmenlerine teslim etmeleri gerekiyor.

Lütfen formları doldurup teslim edelim.

1 Ekim 2013 Salı

OKUMA YAZMA EĞİTİMİNİN BAŞLAMASI İLE İLGİLİ SORU VE CEVAPLAR

Veliler haklı olarak bir merak ve arayış içerisinde okulda olan biteni merak ediyorlar.  En az öğrencilerimiz kadar meraklı ve sabırsızlar. 

En sık karşılaştığımız soruları cevapları ile paylaşıyorum.

e sesi

1- BU YILIN GEÇEN YILLARDAN NE FARKI VAR?

-2013-2014 eğitim öğretim yılında 1. sınıfa başladık. Daha önceki yılların aksine ilk defa 2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlanan sisteme göre kasım ayının ortasına kadar ses eğitimi verilmeksizin hazırlık aşaması ile geçiyor.

2-ÖĞRENCİLER OKUMA YAZMA ÇALIŞMALARINA  NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Biraz gecikmeli olarak elimize geçen 2013-2014 programında da ilk 10 hafta hazırlıkla geçiyor. Öncelikle Öğrenci Çalışma Kitabı 1-2 bitirilirken öğretmen öğrencilerin hazırlık düzeyini inceleyecek. 4+4+4 sistemi ile uygulanmaya başlanan yeni programa göre öğrenciler el ve kas becerileri yönünden hazır, okul kültürüne uyumu tamamlamış duruma geldiklerinde ses eğitimine başlanacak.

1 10 2013 - 1

3- İKİ BUÇUK AYLIK HAZIRLIK DÖNEMİNİ KİM BELİRLİYOR?

Burada tercih öğretmenin değil, program bu şekilde hazırlanmış.

4- ŞU ANDA OKULDA HANGİ ÇALIŞMALARI YAPIYORSUNUZ?

Okulda öğrencileri okuma yazma eğitimine hazır hale getirecek çalışmalarla, okul kültürüne uygun hale getirecek çalışmaları sürdürüyoruz.

5-ESKİ SİSTEM Mİ DAHA İYİYDİ YENİ SİSTEM Mİ DAHA İYİ?

Yeni sistem özellikle anasınıfı eğitimi almamış, 60-66 aylık öğrencilerin hazır hale getirilmesi için son derece faydalı. Daha önceki yıllarda öğrenci hem uyum dönemini hem de okuma yazma dönemini birlikte yaşarken şu anda neredeyse bir aydır her anlamda bir uyum süreci içersindeler. Her anlamda faydalı bir süreç olduğunu düşünüyorum.

6-ÖĞRENCİLER 1. DÖNEM OKUMA YAZMA EĞİTİMİNİ TAMAMLAYABİLECEK Mİ?

Süreç sınıf performansına bağlı olmakla birlikte büyük ihtimalle 2. döneme sarkabilir.